Vatandaş Okuması

Bilgi ile büyüyelim, akıl ile yükselelim, beynimizi özgür kılalım!

Arşiv

Kölelik kalktı mı? 2 Aralık 1949


TDK, köle sözcüğü için üç ayrı anlam veriyor: 1) Savaşta tutsak alınan, yabancı ülkelerden zorla kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan veya başkasından satın alınan kimse, kul, esir; 2) Birinin emri altında bulunan, özgür olmayan kimse; 3) Herhangi bir şeye aşırı derecede bağlı olan kimse.

Türk tarihinde kölelik konusunu inceleyen bilim insanları, “köleliğin Hunlardan başlayarak Türk toplum hayatında yer aldığını, İslamiyet’in kabul edilmesinden sonra da sosyal ve iktisadi sebepler ile köleliğin kaldırılmadığını ve Türk sosyal hayatında yeni değerler ve kullanım alanları kazanmaya başladığını” belirtmekteler.*

Evet, İslamiyet köleliği yasaklamaz ancak tüm dünyada köleliğin hüküm sürdüğü ve 7.yy’ın ağır koşullarında bazı davranışlar vesile edilerek “insanın özgürlüğü” ne dikkat çekilmiştir. Kur’an’a göre köle azat etmek inancın gereğidir. Hem insanın sorumluluğunu hem de toplumda yaşanan zorluk ve sıkıntıları ifade eden “sarp yokuş” u aşmanın yolu “bir kimsenin boyunduruğunu çözmek” tir. (Beled/Kent, 10-16)** “Bir inananı yanlışlıkla öldüren kimsenin, “boyunduruk altındaki bir inananı özgürlüğe kavuşturması…” (Nisa/Kadınlar, 92) gerekmektedir. Bilinçli olarak yapılan yeminden sorumlu tutulan inanandan, yeminini tutamama durumunda istenen “bir boynu bağımlılıktan kurtarmaktır.” (Maide/Sofra, 89) Eşinin sırtını annesinin sırtına benzeterek eşine yakışıksız söz söyleyen erkeğin eşiyle tekrar bir araya gelebilmesi için “bir kimseyi özgür kılması gerekir.” (Mücadele / Tartışma, 3)

Çok eski çağlardan beri var olan, özellikle ticaret ve ziraatla uğraşan hemen her toplumda görülen kölelik sistemi, yani bir insanın diğerini her türlü hakkından mahrum bırakarak bir mal gibi kullandığı sistem, 19. yy’a gelindiğinde, yapılan kanunlarla sonlandırılır. Osmanlı’da da var olan kölelik sistemi, 1847’de yayınlanan bir fermanla resmi olarak kaldırılsa da imparatorluğun son yıllarına kadar sürer. 1926’ya gelindiğinde Milletler Cemiyeti bütün dünyada köleliği yasaklar. Yaklaşık çeyrek asır sonra da Birleşmiş Milletler, 2 Aralık gününü “Köleliğin Kaldırılması Günü” olarak kabul eder. (1949) Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kabul ettiği, “Kölelik, Köle Ticareti, Köleliğe Benzer Uygulama ve Geleneklerin Ortadan Kaldırılmasına dair Ek Sözleşmenin onaylanmasının uygun bulunduğu hakkında Kanun” ise 6 Ocak 1964’te Resmi Gazete’de yayınlanacaktır.***

2 Aralık’ta kabul edilen yasa tasarısı ile her ne kadar insan ticareti, cinsel istismar, çocuk işçi çalıştırma ve zorla evlendirme gibi köleliğin çağdaş formlarının ortadan kaldırılması hedeflenmiş ise de yasaya konu olan başlıklardaki çözümsüzlükler dünya üzerinde, ülkemiz de dahil, “modern kölelik” olarak sürmektedir.

İnsanoğlu, farklı başlıklar altında da olsa kul köle olmaya devam etmektedir.

Canan Murtezaoğlu

Dinlemek için tıklayın

 

 

Yararlanılan Kaynaklar:
*https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/223086
** Canan Murtezaoğlu; “OKU!”, s. 21
*** https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/11599.pdf 


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir